Evet, itiraf ediyorum. Televizyonun
kumandasını elime aldığımda ne kedar evlenme programları varsa bakmadan edemiyorum.
Özellikle Hande Ataizi ve Esra Erol’un programları rast
geldikçe izliyorum. Saatleri birbirine yakın olduğundan zaplaya zaplaya giderim. Önce Hande hanımın programını açtım. Taliplerinden 6 bilezik
1 set isteyen Almanyalı teyze, stüdyodaki diğer taliplerini bekleyen adaylarla
çata çat, bayağı bir kavga ediyor. İlla ki “6 bilezik 1 set” diyor. Memleketimden
insan manzaraları...
Bu altın meselesi uzayınca “diğer tarafta elektrik alan birileri var mı” diye çevirdim kanalı Esra
Erol’a... Ekranda Tohum ve Otizm Vakfı’nın reklamı ve yan kenarda otistik bir çocuğun annesi ve Esra Hanım duruyor. Reklam otistik bir çocuğun ağzından otizmi ve bu
çocukların davranışlarını anlatıyor. Tam güleyim, eğleneyim derken hazırlıksız
yakalandım ve başladım televizyonun karşısında ağlamaya...
Reklam bitince sahnedeki anne, “Anneler çocukları konusunda şükretsinler,
çocuklarından sadece bir ‘anne’ kelimesini duyabilmek için hayatını verecek anneler
tanıyorum” g,b, birşeyler söyledi.
Ben de
böyle bir anne tanıdım.
Ağlamamın nedeni de biraz tanıdığım bu anneydi. Çocuğu
için canını hatta kanını veren bir anne... Lösemi hastası kızına iki günde bir verilmesi
gereken trombosit için kendi ve birkaç donör ile yedekli olarak kan
veriyorlardı. Bu trombosit denen şey erkekten alındığında ve bir kişiden
haftada bir kez alındığında donör için bir sakınca olmuyor. Ancak bu anne donör
bulamadığı her durumda makineye kendisi bağlanıyordu. Sırf kızının sağlığı için
periyodik olarak verilmesi gereken trombosit ihtiyacı karşılanabilsin diye...
İşi hiç
kolay değildi.
B grubu RH+ kana bulması, bulduğu donörü
süresi belirli olmayacak ve her seferinde 1-1.5 saat makineye bağlı tutacak
şartlar için ikna etmesi gerekiyordu. Bir kere makineye bağlanan verici bir
sonraki periyotta çeşitli bahanelerle gelemeyeceklerini belirtiyorlardı. En son
trombosit vermek üzere elinde eşim ve iki kişi kalmıştı. Haftada bir kez
verilmesi gereken periyot, kısa zamanda haftada iki sefere, ardından iki günde
bire düştü. Yani kendi ile birlikte 3 kişi her hafta bir kez verir hale geldi.
Sonrasında her gün gerekti. Ardından günde iki kez falan... Donör bulamadığı
her sefer kendi oturuyordu makineye...
Şartları
çok ağırdı.
Hem yokluk çekiyordu, hem koca eziyeti... Bir
yandan yorgun bedeni ile kızına bakıyor, diğer yandan trombosit için masaya
bağlanıyordu. Bu onu daha da yoruyordu ama kızının alacağı her bir nefes için
hayatını vermeye hazırdı. Doktorlar kaçınılmaz son için anneyi hazırlamaya
çalıştılar. Zira küçük kız için fazla zaman kalmamıştı.
Ama o
asla pes etmedi, ta ki kızı pes edene kadar...
Bir gün kızı annesine “beni eve götür” dedi.
Böylelikle taburcu oldular hastaneden... Gelin yatağı gibi hazırladı kızının
yatağını bakımına evde devam edebilmek için... Hayatlarında sanki lösemi yokmuş
gibi davranıyorlardı. Mutluluklarına diyecek yoktu. İkisi de evlerindeydi.
Aynı akşam küçüğün canı çay istedi. Kızıyla
birer bardak çay içebilmek için çay suyunu ocağa koydu ve kızının başucuna
döndü. Döndüğünde artık hiçbir şeyin eskisi gibi değildi. O akşam çay falan
içilmedi.
Eşim
uzun süre bana küçük kızın hayata veda ettiğini söyleyemedi.
Trombosit vermek için işyerinden çıkıp sonra
işe döndüğü için artık vermesine gerek kalmadığını da bilmiyordum. Bir gün
elinde siyah kışlık bir şapka ile geldi. Nerden çıktı bu şapka dedim. Başta
anlatmak istemedi. Israr edince anlattı.
Kızının yasını tutarken tüm donörler ve eşleri
için birer şapka örmüştü bahsettiğim anne. Verilen tüm trombositler için bir
teşekkür hediyesiydi bu şapkalar. Bana gelen de onlardan biriydi.
Şapkayı
hiç takamadım.
Küçük kızın anısına şapkayı her takmak
istediğimde üzerime bir hüzün çöktü. Bu anne kızın hikayesi dağladı yüreğimi...
Ondandır ne zaman hüzünlü bir anne görsem
hemen bu anneyi hatırlarım. Mücadelesine, gücüne, yüreğine hayran olduğum bu
anneyi... Göğsümün tam ortasına bir yumru oturur, yutkunamam. Soluğum kesilir
bir anda... Bugün de olduğu gibi...
Bugünün ardından ben Funda Çamözü, insanları
trombosit konusunda cömert davranmaya davet ediyorum. Allah hepsine acil şifalar
versin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder