20 Nisan 2012 Cuma

Çocuğun kimyasını bozma

Arkadaşımın Sevim’in oğlu 9 yaşında. Her ne kadar bu yaşta bir çocuğa cep telefonu almamak konusunda arkadaşımla aynı fikirde olsak da, çocuklar kursa gittiğinden ya da okul dışında etkinliklere katıldığından bazen ellerine bir telefon vermek kaçınılmaz oluyor. Bu düşünce ile arkadaşım oğluna cep telefonu alacağına söz vermiş.

Buraya kadar her şey yolunda... Geçen gün ikisi de yürürken telefon mağazasının önüne gelince oğlan tutturmuş “hadi söz vermiştin, al bakalım telefonumu” diye. Arkadaşımsa aybaşında telefonu almayı tasarladığından hazırlıksız yakalanmış. “Tamam, bir söz verdim ama şu an uygun bir zaman değil, söz sana maaşımı aldığımda alacağım” demiş. Gelin görün ki çocuk telefon da telefon diye tutturmuş. Bir yandan da annesine “sen verdiğin hangi sözü tuttun ki” diyormuş. En çok da bu koymuş Sevim’e...

Sevim bunları anlatırken ha ağladı ha ağlayacak. İstediği her şeyi almaya çalışıyorum, onun için elimden geldiği kadar arkadaşlarının yanında mahcup olmasın, hiçbir şeyde gözü diye tüm malzemelerini dört dörtlük hazırlıyorum. Ben bu sözleri hiç hak etmedim. Sanki söz verip verip tutmuyor muşum gibi. Nankörün yaptığına bak.

Tabi ilkin Sevim’e “Efecan’a söz verdiğin halde yerine getirmediğin bir durum oldu mu, nereden bu fikre kapıldı” diye sordum. Bir kere bisiklet alacağına söz vermiş. Ama sonra evleri ana cadde üzerinde olduğundan ve bisiklete bindirecek bir yer olmadığından Efecan’a açıklama yaparak almaktan vazgeçmiş. Dayısı memlekete gittiğinde binmesi için ona bisiklet alacağına söz vermiş ve konu kapanmış. Henüz memlekete de gitmediklerinden bisiklet alınmamış.

“Belki bu aklında kalmış olabilir” dedim arkadaşıma. Çocuklar hiçbir şeyi unutmuyor. Zira ilkokuldayken annemin odun almak için sattırdığı Canon marka fotoğraf makinemi 40 yaşıma geldim hala söylerim. Bana dünyaları aldılar ama o fotoğraf makinesi hala içimde ukdedir.

Sonra ne yaptın dedim Sevim’e. “Çok sinirim bozuldu. Başladım çocuğa ben senin için iyi bir anne değilim, seni hayal kırıklığına uğratıyorum” falan demeye. Gözlerim yaşardı bir anda. O da fark etti, söylediğine pişman oldu, başladı “hayır, sen iyi bir annesin, öyle düşünme, tamam ben hata ettim, bekleyebilirim” demeye.

“Çok kötü bir anneyiz biliyor musun?” dedim Sevim’e. Ben de aynı şeyi yapıyorum bazen. Çocuğa kendini kötü hissettiriyorum. Vallahi çok çekiyorlar bizden. Ne vardı sanki çocuğu üzecek. Tamam telefon konusunu bir şekilde hallet ama işe “kötü anneyiz” falan diye damardan girerek çocuğun kimyasını bozma!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder