13 Mart 2012 Salı

Hamid’in inekleri dabak olmuş


Çok severim ben onu. O da beni sever. Gündemde ne konu varsa da beni uyarmadan edemez sanki o gazeteci bense ev hanımıymışım gibi. İsabetli de gözlemleri vardır, sormayın. Yine ayaküstü bir yığın tembihledi virüslü etlerle ilgili olarak.

O: Funda sakın bu aralar Önder’e et yedirme, baksana bir dünya et ortalarda yok.
Ben: Tamam, dikkat ederim.
O: Zaten böyle bir etlerde hastalık çıkmaya başlayınca bütün inekler etkileniyor. Hamid’in de inekleri dabak olmuş.
Ben: Dabak ne ya?  Hani şu sizin köydeki çoban Hamit mi?
O: He ya, hemi bir ineği de ölmüş.
Ben: Dabak ne söylesene sen?
O:  Böyle ineklere hastalık gelir. Ağızlarında uçuk gibi yaralar çıkar, derileri öbek öbek yara döker.
Ben: Şimdi virüslü etlerle Hamit’in ineklerinin alakası ne?
O: Öyle deme, deli dana çıktığında da taaa bizim köye kadar gelmişti salgın, patır patır ölmüştü inekler o yıl.
Ben: Deme ya, durum ciddi desene.
O: Sen önlemini al da.
Ben: Tamam, Hamid’in inekleri düzelince bana haber ver.

Bu arada, dabak şap hastalığı oluyor, ilgilenenlerin bilgisine…

Bu günün ardından… Ben Funda Çamözü, ineklere dabaksız günler diliyorum.
28 Eylül 2010 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder