13 Mart 2012 Salı

İnşallah bir gün biz de borcumuzu öderiz


Bir özel haber peşindeyim. Bu nedenle de Taksim’de Umut Çocukları Derneği Başkanı Yusuf Ahmet Kulca ile buluştuk. Hani şu sokak çocukları ve diğer tüm çocukların hakları için savaş veren Yusuf Bey… Kayıt cihazını açtım, başladım dinlemeye.

 Soru- cevap, soru-cevap, zırr bir telefon. Özür dileyerek telefonu açtı. Kayıt cihazının stop düğmesine bastım.
 “Evet… benim… öyle mi… Tamam… anlıyorum… adı ne demiştiniz… en kısa zamanda size geri dönüş yapacağım… Allah Allah, ben onu çalışıyor sanıyordum, askere gittiğinden haberim yoktu…” Önündeki kağıda konuşmaya konu olan kişinin adını yazdı. Röportaja devam ettik.
Soru- cevap, soru-cevap, zırr bir telefon daha. Özür dileyerek tekrar telefonu açtı. Kayıt cihazına bir stop daha.
 “Anlıyorum, sorun değil… ya kendini mi vurdu, hiç mektup gelmedi diye insan bunalıma girer mi… siz onun komutanı oluyorsunuz öyle mi… telefona bir verir misiniz, kendisiyle konuşayım…” kısa bir beklemenin ardından devam ediyor: “Yavrum insan hiç mektup gelmiyor diye sitem eder mi, ben de asker olmuştum, gerçekten zor ama böyle kendini helak etmene gerek yok, bak oralarda kendine de zarar veriyormuşsun, hem bu duruma komutanın da çok üzülüyormuş. Yapma böyle evladım. Kendin de üzülme komutanını da üzme.”
 Yatıştırmalar ve karşılıklı konuşmaların ardından “Tamam, ben senin biletini ayarlayacağım, İstanbul’a gel bir hava al. Mutlaka görüşelim, beni görmeden gitme. Bundan sonra da askerde olduğunu öğrendim, ben sana mektup yazacağım, söz…”
Yusuf Bey’le durumumuz: Yarı röportaj yarı telefon konuşmaları… Gelen telefonlara cevaplar… Acil aranması gereken kişiler… Devreye sokulan Vali…
Bir zamanlar sokakta yaşayan bir çocuktu konuştuğu, 19 yaşında bir yetişkin olmuş, askere gidiyor vatani görevini tamamlamaya, acemiliği bitmiş ve görev yeri belirlenmiş. Kimseden bir mektup gelmiyor diye içerliyor. Komutanına verebileceği tek telefon numarası Yusuf Bey’in ki annesi, babası, sevgilisi yerine. Bırakın bir kedisinin olmayışını büyük ihtimalle parası da yok. Geleni yok, gideni yok, mektup göndereni, para göndereni yok, yok oğlu yok.
Bu çocuk inşallah askerden gelecek, inşallah bir iş bulacak, inşallah işinde tutunacak, ev tutacak, para biriktirecek, aşık olacak, evlenecek, iyi bir koca, iyi bir baba olacak inşallah…
İnşallah da kendine örnek aldığı baba figürü Yusuf Bey olacak.
Sokaklardan bulup onu askere almışız vatan borcunu öde diye, inşallah biz de bir gün toplum olarak ona borcumuzu ödeyeceğiz.
Bu günün ardından… Ben Funda Çamözü, inşallah diyorum.
29 Eylül 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder